dizi dizi ne demek?
- Peş peşe dizilmiş.
- Dizilerek, dizim dizim, diziler durumunda.
- In rows.
- Lined up.
- String together.
peş
- Arka, art
- Elbisenin etek kısmı.
- Bazı giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası.
- Bk. çarpıklık
- The back.
- The rear.
- Gore, gusset.
dizi dibinden ayrılmamak
- Yanından hiç gitmemek, ayrılmamak: Bir nişanlısı var ki hiçbir iş görmez, evden dışarı çıkmaz, kızın dizi dibinden ayrılmaz. -M. Ş. Esendal.
dizi düzenle
- Edit array
dizi
- Dizi film.
- Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra.
- Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri
- Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra.
- Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma.
- Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler.
- Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı.
- Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü.
- Film.
- Oturma yeridizisi.