dinlenmek ne demek?
- Dinleme işine konu olmak
Dinlenmediğini zannetmesine onun galiba canı sıkılmıştı.
R. N. Güntekin - Önemsenmek, öğüdü yerine getirilmek.
- Güç kazanmak için çalışmaya ara vermek, yorgunluğunu gidermek, soluklanmak, istirahat etmek
Pervin biraz dinlendikten sonra ayağa kalktı.
P. Safa - Bazı yiyecek ve içecekleri, tadını arttırma, kolay pişmesini sağlama vb. sebeplerle bir süre bekletmek.
Take a rest.
Rest.
Relax.
Sit back.
Lie back.
Lie up.
Recreate oneself.
Repose.
Repose oneself.
Recess.
To be listened.
To be obeyed.
To rest.
To relax istirahat etmek.
Give oneself a rest.
To rest on one's oar.
Take a breath.
To give time off.
Unbend.
dinlenmekte olan ayak
- Bk. dingin ayak
dinlenme
- Bzk. oskültasyon
- Dinlenmek işi, istirahat
- Dinlenmek işi.
- Okulda öğretmen ve öğrencilerin ders aralarındadinlenmeleri için ayrılan zaman.
Rest period.
Rest.
Relaxation.
Recreation.
Breathing-space.
Recumbency.