desperate remedy ne demek?
- Son çare
son
- Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı
- En arkada bulunan.
- Artık ondan ötesi veya başkası olmayan
- Uç, sınır.
- Olanca
- Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet.
- Olum.
- Etene.
- Etene.
- Bk. eş
desperate condition
- Çaresiz durum, ümitsiz durum, umutsuz durum
desperate criminal
- Tehlikeli suçlu
remedy
- Çözüm getirmek
- Tedavi etmek, iyileştirmek
- Düzeltmek, onarmak
- İlaç, deva, çare
- Çare bulmak