deredeki ova ne demek?
- Haugh.
dered
- Ağızda diş olmamak.
dere
- Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu.
- Bu akarsuyun yatağı.
- İki dağ arasındaki uzun çukur.
- Damlarda yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko veya kiremit yol.
- Boyu, beslenme teknesi ve aşırı taşkın dışında taşıdığı su niceliği ile en küçük akarsu.
- Genellikle yazın kuruyan küçük akarsu.
- To hurt; to harm; to injure.
- Harm.
- Valley.
- Brook.
ova
- Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük, yazı
- Düz ya da azıcık eğimli, az çok kalın taşınmış toprak ve lığlarla örtülü, akarsularla parçalanmamış, daha yüksek yer biçimleriyle çevrelenmiş ve oluşum kökenleriyle ayrımlı türleri bulunan ana yer biçimlerinden biri.
- Lowland.
- Meadow.
- Plain.
- Coomb.
- Coombe.
- Flat.
- Grassy plain.
- Savanna.