ova ne demek?
- Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemiş olduğu, genellikle geniş veya dar düzlük, yazı
Tabiatın kırlara, ovalara verdiği doyulmaz güzellikte bir parça var.
M. Ş. Esendal - Düz ya da azıcık eğimli, az çok kalın taşınmış toprak ve lığlarla örtülü, akarsularla parçalanmamış, daha yüksek yer biçimleriyle çevrelenmiş ve oluşum kökenleriyle ayrımlı türleri bulunan ana yer biçimlerinden biri.
- Lowland.
- Meadow.
- Plain.
- Coomb.
- Coombe.
- Flat.
- Grassy plain.
- Savanna.
- Champaign.
- See Ovum.
- Ova are female gametes; eggs.
- Organic Vapor Analyzer, gives a preliminary indication of the presence of certain contaminants.
- Fish Eggs.
- Over.
- Plaine
- Yumurtacıklar
- Ovum.
ova akçaağacı
- Kerestesi kırmızımsı, hava kurusunun özgül ağırlığı 0,65-0,75 gr/cm3 olan bir akçaağaç türü.T. :ova akçaağacı
- Feldahorn
- Érable champêtre
- Acer compestre
ova bursal yapışmalar
- Yumurtalıklara elle yapılan muayene ve tedavi girişimleri, yumurtalık yangıları, yaralanmaları ve bazen de normal yumurtlamalar sonucu ova-bursal bölgede biçimlenen yapışma.
- Ovario-bursal adhesions.