demet ne demek?
- Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu.
- Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon.
- Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu.
- Belirli bir yönde yol alan ışınım; özellikle ışındemeti ya da elektrondemeti.
- Kesim sıraları bozulmadan bir araya bağlanmış kaplama yaprakları.
- Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam.
- Koşut doğrultuda yayılan ışın kümesi.
- Bitki veya çiçek destesi.
Öyle fukara çocuklara rastlıyorduk ki, bize demet demet kır çiçekleri hediye ediyorlardı.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bağlanarak oluşturulmuş deste.
- Bitki veya çiçek bağlamı.
- Bir kadın adı.
- Bk. demet
- Bunch.
- Bouquet.
- Bundle.
- Sheaf.
- Cluster.
- Corymb.
- Fascicle.
- Fascicule.
- Hand.
- Shock.
- Truss.
- Tuft.
- Wisp.
- Beam.
- Faggot.
- Gabion.
- Bank.
- Batch.
- Strahl, Bündel
- Richtstrahl
- Faisceau
demet
- Bir atomun parçalanmasından doğan elektriklenmiş taneciklerin yörüngelerinden oluşan ışık topluluğu.
- Üstün yapılı bitkilerde öz suların akmasına yarayan, bitkiye desteklik eden damarlı veya lifli kordon.
- Uzunlamasına birbirine bitişik olarak bir arada bulunan sinir ve kas telleri topluluğu.
- Bağlanarak oluşturulmuş deste, bağlam.
- Bitki veya çiçek destesi.
- Koşut doğrultuda yayılan ışın kümesi.
- Belirli bir yönde yol alan ışınım; özellikle ışındemeti ya da elektrondemeti.
- Kesim sıraları bozulmadan bir araya bağlanmış kaplama yaprakları.
- Bk. demet
- Bağlanarak oluşturulmuş deste.
demet açıklığı
- Aperture of the beam
demet açısı
- Beam angle.