deep ne demek?
- Derin
- Engin, deniz
- Anlaşılmaz
- Derin derin, derinde
- Şiddetli, ağır
- Derinlik; koyuluk; karanlık
- Koyu (renk)
- Kalın, boğuk, pes deep -dyed hakiki, tam
derin
- Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
- Yüzeyden içeri inen.
- Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan.
- Yoğun
- Uzun süren
- Ayrıntıya önem verilerek hazırlanan
- İçten gelen.
- Uyanılması güç, ağır (uyku).
- yüzeyi tabanından uzak olan
- Çok gelişmiş, çok ilerlemiş.
deep acid etching
- Asitli derin daglama
deep blue
- Masmavi, koyu mavi