daraltmak ne demek?

  1. Dar duruma getirmek

    Hoyrat bir rüzgâr bütün gün tozu dumanına katmış, solukları kesmiş, göğüsleri daraltmıştı.

    T. Buğra
  2. Sayıca azaltmak

    Aslında geniş olan kadroyu ne akla hizmet edip de bu derece daralttığına bir türlü akıl erdirememişti.

    H. Taner
  3. Tahdîd etmek, takyîd etmek (bk. sınırlamak).
  4. (en)Narrow.
  5. (en)Contract.
  6. (en)Constrict.
  7. (en)Straiten.
  8. (en)Bore.
  9. (en)Bother.
  10. (en)Tighten.
  11. (en)To narrow.
  12. (en)To constrict.
  13. (en)To take sth in.
  14. (en)To limit.
  15. (en)To restrict.
  16. (en)To scant.
  17. (en)Collapse.

dar

  1. İçine alacağı şeye oranla ölçüleri yetersiz olan, geniş ve bol karşıtı.
  2. Genişliği az veya yetersiz olan, ensiz
  3. Az, elverişsiz, sınırlı.
  4. Sıkıntılı
  5. Yetersiz.
  6. Güçlükle, ucu ucuna, ancak
  7. İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk.
  8. Yurt.
  9. Ev.
  10. Darağacı. İdama mahkum olanların asıldığı sehba.

daraltma

  1. Daraltmak işi.
  2. (en)Narrowing.
  3. (en)Taking in.

daraltma gönderimi

  1. (…)
  2. (en)Contraction mapping.
  3. (fr)Application de contraction

Türetilmiş Kelimeler (bis)

daraltmadaraltma gönderimidaraltma ölçütüdaraltmamakdaraltdaraltaç yordamıdaraltıdaraltıcıdaraltıcı dirsekdaralamakdaralan yoldaralıdaralışdaralma
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın