dalgacık ne demek?
- Küçük dalga
İki tarafa köpükler saçan tekne, dalgacıklar üzerinden atlıyor.
F. F. Tülbentçi - Metal yüzeylerin düzgünlüğünü bozan, oluk türünden çok küçük yüzey kusuru.
- Ripple.
- Ondulation
küçük
- Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı
- Yaşı daha az olan
- Niceliği az olan
- Niteliği aşağı olan, bayağı.
- Geri aşamada.
- Değersiz, önemsiz
- Büyümesini, gelişmesini henüz tamamlamış olan
- Kısık, parlak olmayan(ses)
- Small.
- Little.
dalgacıklar
- Bir kayacın katman yüzeyinde, su akıntıları ya da yel etkisiyle oluşmuş oldukça düzenli küçük kıvrımcıklar.
- Ripples, ripplemarks.
- Rippeln, Rippelmarken
- Rides
dalgacıklar meydana getirmek
- Wimple