dahil ne demek?
- Bir işe karışmış olma, karışma.
- İç, içeri
Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar...
Atatürk - İçinde, ... ile birlikte
Bütün bu insanlar, amcası dâhil tiyatroda perdenin açılmasını bekler gibidir.
T. Buğra - Osmanlılarda bilginler sınıfına (ilmiyeye) özgü bir aşama.
- (Bak: Dahl-Dehal) Girmek, karışmak. Dokunmak. Taarruz etmek, müdahale eylemek.
- İçeri. İç. İçinde. İçeri girmiş. (Osmanlıca'da yazılışı: dâhil)
Included.
Inclusive.
Not excepting.
Including.
With the inclusion of.
Interior.
Inside.
Counting.
Incluted.
Inland.
dahil bulunma
- Bk. içinde bulunma
dahil etme
Inclusion.