dahi ne demek?
Kökeni: Arapça
- Eşine ender rastlanır, harikulade zeka, fatanet ve hikmet sahibi.
- Olağanüstü yeteneği ve yaratıcı gücü olan kimse, deha.
Atatürk, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan dâhiler soyundandı.
H. Taner - Olağanüstü zeki ve yetenekli kimse.
- Üstün zeka sahibi.
- Üstün zekalı.
- Da, de.
- Bile.
- Bk. öke
- Even.
- Also.
- Likewise.
- Item.
- As well.
- Genius.
- Wizard.
- Prodigy.
- Wonder.
- Likewise, eke, item.
öke
- Bilge kişi.
- Deha sahibi kimse, dâhi.
- Yaratıcı yeteneğin en yüksek derecesine ulaşmış kişi.
- Genius.
- Génie
- Genius, gigno
dahi çocuk
- Prodigy infant.
dahice
- Dâhiye yakışır (biçimde).
- Dâhiye yakışır biçimde, dahiyane.
- Ingeniously, skillfully, cleverly, inventively, resourcefully.