dağılmak adjournment ertelenme ne demek?
Adjourn
adjourn
- Son vermek (oturum vs)
- Dağılmak, geciktirmek
- Geçmek (bir yere)
- Başka güne bırakmak
- Sonraya bırakmak
- Ertelemek, tehir etmek
- Oturuma son vermek
- Dağılmak
- Oturuma son verme
- İki celse arasındaki müddet.
dağılmak
- Toplu durumdayken ayrılıp birbirinden uzaklaşmak
- Değer ve birimler belli etkenlerle, oranlı olarak bölünmek.
- Parçalanarak yayılmak, ufalanmak
- Karışık duruma gelmek, düzeni bozulmak
- Birliği, beraberliği bozulmak.
- Bir topluluğun, kuruluşun varlığı son bulmak, fesholunmak, münfesih olmak.
- Yavaş yavaş kaybolmak, yok olmak
Fall apart.
Fall out.
Range.
dağılma
- Dağılmak işi
- Sınırlı bölgelere toplanmış birlik, gereç ve kuruluşların düşman saldırısına karşı daha iyi korunmalarını sağlamak amacıyla birbirlerinden uzaklaştırılmaları.
- Bir hedefe aynı silahla atılan mermilerin, barut haklarının ve başka şartların değişmesi yüzünden ayrı ayrı noktalara vurması.
- Bk. yayılma
- Bk. dağılım
- Bir çözünenin birbiriyle karışmayan iki sıvı faz arasında dağılımı.
Spread.
Distribution.
Dispersal.
Diffusion.
adjournment
- Geciktirme
- Oturum arası
- Tehir
- Erteleme, ertelenme
ertelenme
- Ertelenmek işi.
Postponement.
Deferment.
Adjournment.