dışsatım karşıtı eğilim ne demek?
- Genellikle dışalım ikamesine dayalı sanayileşme stratejisini benimseyen ülkelerde dışsatıma yönelik üretimin ikinci planda kalması.
- Bias against exports.
dışsatım
- Bir ülkeden, çeşitli tecim antlaşmalarına göre dış ülkelere mal satma. bkz. dışalım.
- Bir ülkede üretilen mal ve hizmetlerin diğer ülkelere satılması işlemi.
- Exportation.
- Export.
- Exportation
dışsatım bağışıklığı
- İş merkezleri Türkiye'de bulunmayanların başka ülkelere gönderilmek üzere Türkiye'den satın aldıkları ya da Türkiye'de yaptıkları malları Türkiye'de satmaksızın yabancı ülkelere gönderenlerin bu işlerden doğacak kazançlarının Türkiye'de elde edilmiş sayılmaması nedeniyle uygulanan bağışıklık.
- Exemption of exportation.
- Exemption d'exportation
karşıtı
- Pref. non.
eğilim
- Bireyin belli bir görüş, kanı, tutum ve davranışa olan yatkınlığı; yetenek ve beceri kazandıran bir ilgi alanına olan yakınlığı. (İng: tendency)
- Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül
- Para piyasalarında zamanla oluşan değişim, alım satım işlemleriyle ilgili iniş çıkış seyri.
- Bir nesneye, bir varlığa karşı duyulan duyguların belirlediği tutum; duyguların etkisiyle belli bir ereğe girişme isteği. // Ahlâk felsefesinde Kant "eğilim ahlâkı"nın karşısına kendi "ödev ahlâkı"nı koyar. Oysa, örneğin Schiller ödev veeğilimin uyumunu ülkü olarak görür.
- Bir tesadüfi değişkene ait değerlerin, belli bir zaman döneminde oluşan bir yöndeki hareketi.
- Inclination.
- Obliquity.
- Aptitude.
- Bias.
- Squint.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
dışsatımdışsatım bağışıklığıdışsatım birlikleridışsatım çarpanıdışsatım çiftçisidışsatım çizelgesidışsatım çoğaltanıdışsatım dövizini kullanma hakkıdışsatım etiketidışsatım evidışsaldışsal biriktirimlerdışsal değerdışsal değişkendışsal ekonomik şoklarkarşıtıkarşıtkarşıt akıntıkarşıt alt üşekkarşıt amaçlarkarşıt anlamlıkarşıkarşı satınalım anlaşmalarıkarşı açıkarşı açı çekimikarşı ağırlık