karşı ne demek?
- Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi, yamaç
Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor.
H. E. Adıvar - Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı
Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik.
R. H. Karay - Ön, kat, huzur
İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar.
Y. Z. Ortaç - Bulunan yere göre önde, ileride olan.
- Karşıt, zıt, muhalif.
İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu.
M. Mungan - Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.
- Karşılık olarak, mukabil
Bir ölüm haberine karşı ben içimde bin ezinti, bin çöküntü duydum.
A. Ş. Hisar - İçin, hakkında
Edebiyata karşı ilk alaka sizde nasıl ve ne zaman başladı?
S. F. Abasıyanık Contrary.
Opposed.
Counter.
Discordant.
Opponent.
Opposing.
Opposite.
Repugnant.
Gainst.
Against.
Facing.
Before.
Con-.
Anti-.
Contra.
Versus.
Towards.
Toward.
Athwart.
Adverse.
Averse.
The place opposite.
Anti.
In the direction of.
In return for.
In response to.
Contrary to.
As a cure for.
As a countermeasure to.
Antagonistic.
Derogative.
Derog.
karşı satınalım anlaşmaları
- Bk. anlaşmalı ticaret
karşı açı
- Bir önceki çekimdeki alıcı açısıyla 180°lik karşıtlık gösteren açı.
Reverse angle.
Gegeneinstellung, Gegenschuss, Achsensprung
Contre champ> angle opposé