düzenlemek ne demek?
- Düzenli, düzgün duruma getirmek, düzen vermek, tanzim etmek.
- Yapmak, hazırlamak
Merdivenleri, masaları gayet hantal, battal şeyler. Bodrumun ışığını da buna göre düzenlemişler.
B. R. Eyuboğlu - Düzenleme yapmak.
- Müzik aletlerini akort etmek.
- Get up.
- Give.
- Grade.
- Lay out.
- Methodize.
- Mount.
- Order.
- Organize.
- Promote.
- Put up.
- Regularize.
- Regulate.
- Scheme.
- Appoint.
- Array.
- Assemble.
- Codify.
- Collate.
- Condition.
- Control.
- Install.
- Plan.
- Programme.
- Throw.
- Edit.
- To put in order.
- To arrange.
- To prepare.
- To formulate.
- To design.
- To plan.
- To accomodate.
- To adjust.
- To devise.
- To rectify.
- To improve.
- To set-up.
- To string.
- To systemize.
- To equip.
- To gear.
- To range.
- To time.
- To organize.
- Calendar.
- Arrange.
- Line up.
- Collocate.
- Compose.
- Construct.
- Coordinate.
- Dispose.
- Do out.
- Draw.
- Draw up.
- Engineer.
- Execute.
- Forge.
- Form.
- Frame.
düzenlemek ayarlamak
- Bir aracı düzenine koyup, doğru işlemesini sağlamak.
- Regulate.
- Régler
düzenleme
- Belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından söylenip çalınabilmesi için o eserde yapılan değişiklik, aranjman.
- Düzenlemek işi, tertip, organizasyon.
- Güreş karşılaşmalarını düzenleyip yapılmalarını sağlama.
- Görünge kurallarına dayanılarak, varlıkları ve nesneleri uzayda en uygun biçimde yerleştirme yoluyla görüntüye derinlik kazandırma çabası
- İşlikteki ışık kaynaklarının, görünçlüğün gereklerine, oyuncuların ve alıcının devinimlerine göre yer, yön, yeğinlik bakımından hazırlanması.
- Ayarlama, bir olayın seyir veya gelişimini kontrol altında tutma.
- Biyolojide organizmanın değişen koşullara bağlı olarak uyum göstermesi.
- Composition, frame composition,.
- Adjustment, lighting.
- Arrangement.