düşkünlük ne demek?
- Düşkün olma durumu, iptila
Alçak gönüllü bir aydın. Hiç gösteriş düşkünlüğü yok.
N. Cumalı - Çoğu kez bünyeye bağlı sürekli ve aşırı güçsüzlük.
- Rezillik, insana yakışmayan hayat
Şerefiyle, askerce ölüvermiş olsaydı bu düşkünlüğü görmeyecekti.
R. H. Karay - Paraca sıkıntıda olma, gözden düşme
Fakat hanımlık kısa sürdü; devlet düşkünlüğü kolay değil... Ben de olsam somurturum.
R. N. Güntekin - Belirli durumlar ya da kişilere coşkusal rengi yoğun olan katı ve değişmez bir tutumla bağlanma.
- Decrepitude.
- Affection.
- Attachment.
- Craze.
- Devotion.
- Indulgence.
- Liking.
- Mania.
- Partiality.
- Passion.
- Rage.
- Addiction.
- Fondness.
- Decay.
- Being broken down.
- Poverty.
- Adversity.
- Excessive fondness or addiction.
- Fixation.
- Indulge.
- Lust.
- Misfortune.
- Penchant.
- Weakness.
düşkünler evi
- Poorhouse, hospice, almshouse, workhouse, doss house.
düşkünler yurdu
- Düşkünlerevi.
- Ruhça ya da bedence sakatlanmış kimselerin topluca yaşamasına ve bakım görmesine ayrılmış yapı.
- Home for indigent people incapable of making their own living.