düşkün kibar ne demek?
- Shabby genteel.
shabby
- Sefil, hırpani
- Cimri, eli sıkı
- Yırtık pırtık
- Kılıksız, pejmurde, eski püskü
- Kötü, haksız
düşkün olmak
- Çok önem, değer vermek.
- Be sweet on smb.
düşkün
- Bir şeye kendini aşırı vermiş olan, çok bağlı, meraklı, tutkun
- Geçim sıkıntısına düşmüş
- Yoksulluk sebebiyle mutluluk ve refahını yitirmiş
- Yaşlılık, hastalık vb. sebeplerle çalışma gücünü yitirmiş.
- Değer ve onurunu yitirmiş.
- Addicted.
- Down at heels.
- Fond.
- Doting.
- Fallen.
kibar
- Hassas.
- Davranış, düşünce, duygu bakımından ince, nazik olan kimse.
- Zengin, soylu, köklü aile.
- Seçkin, değerli.
- Büyükler, ulular.
- Büyük cömert, asil, zengin.
- Terbiyeli ve nezaket sahibi.
- Seçkin, değerli.
- Zengin, soylu.
- Kibirli.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
düşkün olmakdüşkündüşkünezendüşkünezenlikdüşkünler evidüşkünler yurdudüşkünlerevidüşkünlerin vergi bağışıklığıdüşkünleşmedüşkünleşmekdüşküdüşkülüdüşkentdüşdüş azmasıdüş bakısıdüş çalışmasıdüş eylemekkibarkibar adamkibar davranışkibar davranış veya tarzkibar düşkünükibar fahişe sınıfıkibar hırsızkibar ı müderrisinkibar kimsekibar lokmasıkiba