düğüm noktası ne demek?
- Bir şeyin sonuçlanması için çözülmesi, açıklığa kavuşturulması gereken güç yanı.
- Nodus.
- Nodal point.
- Crucial / vital point.
- Basing point.
- Climax.
düğüm noktası düğüm
- Ay yörüngesinin tutulum'u deldiği iki noktadan her biri. Çift-yıldizlarda yoldaş yörüngesinin, bakış doğrultumuza dik olan izdüşüm düzlemini deliği noktalardan her biri.
- Node.
- Noeud
düğüm
- Kendine özgü bir işlevi olan, hücreler kümesinden oluşan anatomik yapı
- İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum.
- Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum
- Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru.
- Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri.
- Bir dramatik yapıtta, serimden sonra, olguların birbiriyle çatıştığı, çatallaştığı, içinden çıkılmaz gibi görünen tıkanıklıklar yarattığı, gerilimli noktalar.
- Orbital içinde bulunan elektronun ulaşamayacağı, içinde bulunamayacağı nokta veya düzlem.
- Nodal.
- Knot.
- Tangle.
nokta
- Çok küçük boyutlarda işaret, benek.
- Bazı harflerin üzerine konulan ufak işaret.
- Yer
- Konu, konu ile ilgili önemli bölüm
- Nöbetçi bulunan yer.
- Nöbetçi, gözcü, bekçi
- Sınır, derece, radde.
- Cümlenin bittiğini anlatmak için sonuna konulan, küçük benek biçimindeki noktalama işareti (.).
- Uzambilgisinde tanımsız öğelerden biri.
- Belirli bir uzayın koyutlarını gerçekleyen öğelerden her biri.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
düğüm noktası düğümdüğümdüğüm atmadüğüm atmakdüğüm çıkardüğüm düğümdüğüm düzlemidüğüm kimliğidüğüm oluşmasıdüğüm takımıdüğüdüğücekdüğülcükdüğdülü baltadüğendüğenselikdüğensürüdüğernoktası noktasınanoktasına virgülüne dokunmadannoktasıznoktasız virgülsüznoktasız yazınoktasalnoktasal fonksiyonnoktasal kafesnoktasal kestirimnoktasal kirliliknoktanokta apartmannokta atışınokta bagnokta boyutu