cupboard ne demek?
- Raf
- Dolap, yüklük
- Büfe
raf
- Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha
- Mobilyanın içine kitap, tabak vb. eşyaları yerleştirmek için konulan ağaçtan düz tabla.
- Bk. raf
- Diş fırçası, tarak, diş macunu v.b. nesnelerin konduğuraf.
- Console.
- Bracket.
- Stack.
- Flake.
- Crib.
- Ledge.
cupboard maker
- Dolapçı
cupbearer
- Saki
- Şarap bardağını dolduran ve servis yapan kimse