constraint set ne demek?
- Kısıt kümesi
kısıt
- Kişinin yurttaşlık haklarını kullanma yetkisinin yargı kuruluşları tarafından kaldırılması.
- Bunama, mahkûm olma vb. sebeplerden dolayı kanunun, bir kimsenin malını, parasını istediği gibi kullanmasına ve harcamasına engel olması, kısıtlılık, kısıtlama, hacir.
- Bk.kısıtlayıcı.
- Constraint.
- Putting an incompetent person under the care of a guardian.
- Appointing a caretaker for the goods of an incompetent or imprisoned person.
constraint
- Alıkoyma
- Çekinme
- Kendini tutma
- Sınırlama
- Manevi baskı
- Zorlama, baskı
- Sınırlama, tahdit
- Sıkıntı
constraints
- Kısıtlamalar
set
- (Mimarlık) Çevresi duvarlı, üstü düz, yerden yüksek yer. a. bk. balkon.
- Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar.
- Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük.
- Kurmak
- Takım
- Belirlenmiş.
- Koymak; yerleştirmek, takmak, hazırlamak; düzenlemek; ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak; yapmak; kararlaştırmak; dizmek; dikmek, ekmek; şekil vermek; kuluçkaya yatırmak; kakma işi yapmak (taş); süslemek; yazmak, çizmek
- Oturtmak.
- Tiyatro dekor, stüdyo düzlüğü
- Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
constraintconstraintsconstrainconstrain numericconstrainableconstrainedconstrained optimizationsetset a broken boneset a clockset a good exampleset a high standardset a high value onset a legal precedentset a limitset a match toset a person on his feetsese constituer prisonnierse defendendose desimalse perdre