cini tutmak ne demek?
- Çok sinirlenmek.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
- Galore.
- Great.
- Handsome.
- Infinite.
- Like blazes.
- Perfectly.
- Power of.
- Profu.
cin
- Masallara ve bazı inançlara göre, göze görünmeyen, türlü biçimlere girebilen, iyilik de kötülük de yapabilen yaratık.
- Akıllı, zeki, uyanık kimse.
- Buğday, arpa, yulaf vb.nden elde edilen ve ardıçla kokulandırılan bir tür alkollü içki, ardıç rakısı.
- Pamuklu, kalın kumaştan giysi veya pantolon.
- Gölge oyunu'nda doğadışı bir figür. Ortaçağ Avrupa tiyatrosundaki Şeytan'ın özdeşi. Göğsünde, karnında, kasıklarında ve diz-kapaklarında canavar başları vardır. Göze görünmediğine ya da istediği zaman göründüğüne inanılan düşsel bir figürdür.
- (Bak: Cinn)
- Convective INhibition A measure of the amount of energy needed in order to initiate convection Values of CIN typically reflect the strength of the cap They are obtained on a sounding by computing the area enclosed between the environmental temperature profile and the path of a rising air parcel, over the layer within which the latter is cooler than the former.
- Convective INhibition A measure of the amount of energy needed in order to initiate convection Values of CIN typically reflect the strength of the cap They are obtained on a sounding by computing the area enclosed between the environmental temperature profile and the path of a rising air parcel, over the layer within which the latter is cooler than the former See CAPE.
- Customer Information Note.
- Function which tells the system to input data in the standard-input stream , used with the extraction operator See also: cerr, cout.
cin başka seytan başka
- Kimse kimseye benzemez. Biri için uygun olan bir durum başkası için uygun olmayabilir.
tutmak
- Elde bulundurmak, ele almak
- Ele geçirmek, yakalamak
- Avlamak
- Yanında bulundurmak, alıkoymak.
- Hürriyetinden yoksun bırakıp bir yere kapamak, tevkif etmek
- Kaplamak
- Kırağı, çiğ veya kar bir yüzeyde görünür durumda olmak, kalmak
- Denetimi ve yetkisi altına almak.
- Hold up.
- Get hold of.