cendereye sokmak ne demek?
- Aşırı derecede zorlamak, baskı yapmak, üzerine düşmek.
- Bkz. cendereye koymak
cendere
- Pres
- Baskı mengenesi, pres
- Kalın oklava.
- Boğaz, dar geçit.
- Manevi baskı.
- Bir şeyi sıkma, ezme vb. işlerde kullanılan düzenek, pres.
- Sahne ağzının her iki yanında dekorun boşluk bırakan yerlerini kapama işini gören kanat.
- Yun. Tazyik. Baskı, basınç.
- Press.
- Mangle.
cenderebey
- Boğaz, geçit gibi yerleri tutup koruyan komutan.
sokmak
- İçine veya arasına girmesini sağlamak.
- Bir yere girmesini sağlamak, içeri almak
- Bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak.
- Böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya ısırmak, zehirlemek
- Yasak bir malı gizlice getirmek veya götürmek.
- Belli etmeden kötü bir malı vermek.
- Konuşma sırasında bir sözü, soruyu veya düşünceyi söyleyivermek
- Dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek.
- Send.
- Strike.