cant ne demek?
- Jargon, slang; hypocrisy, false piousness; slope, slant.
- (can not) f. edememek, yapamamak, gücü yetmemek (Yazılışı: can't)
- Meyil
- Şiv
- Yatay kesit
- Eğmek, şivlendirmek, meylettirmek
- Ani bir hareketle fırlatmak
- Eğilmek, meyletmek, bükülmek
- Dönmek.
- Yapmacık
- Riyakârlık, samimiyetsizlik
- Yapmacıklı konuşmak, argolu konuşmak, iki yüzlülük etmek, dilenmek, eğmek, yan yatırmak, meyil vermek
- Belirli bir zümre, grup veya partiye mal olmuş kelime veya sözler
- Yapamamak, edememek, gücü yetmemek
- Argo
- Riyakâr bir şekilde konuşmak: dinsel konularda samimiyetsizce davranmak
- Murailik etmek
- Dilenmek, sesine bir ahenk vererek dilenmek.
- Cannot.
cant be bothered
- Ilgili/alakalı olmamak, çaba sarfetmeye istekli olmamak (Yazılışı: can't be bothered)
cant breathe
- Nefes alamamak (Yazılışı: can't breathe)