came down on him ne demek?
- Onu eleştirme, onun hakkında olumsuz şeyler söyleme
came
- Evde giyilen bol elbise. Elbise, çamaşır. Sevb, libas.
- Gelmek, ulaşmak, buyurmak; görünmek; ileri gelmek; tatmin olmak; tavır takınmak; orgazm olmak
- Come.
- Renkli pencere camlarını birbirine tutturmak için kullanılan ince kurşun çubuk.
came alive
- Canlanma, yaşamaya başlama; uyanma, uyumayı bırakma (Gayrı resmi)
down
- Aşağıya doğru
- Keyifsiz, morali bozuk
- Hav
- Aşağı, aşağıya
- Aşağı indirmek, alaşağı etmek, yere yıkmak, devirmek, düşürmek
- İniş
- İnce kuş tüyü, yonda
- İnce tüy, ayva tüyü
- Yenmek (sporda)
- Bir yudumda içmek, mideye indirmek.
on
- Dokuzdan sonra gelen sayının adı.
- Bu sayıyı gösteren 10, X rakamlarının adı.
- Dokuzdan bir artık.
- Ketonları gösteren son ek, propanon (dimetil keton): 2-bütanon (etil metil keton) gibi.
- -one.
- Deca-.
- In progress; proceeding; as, a game is on.
- In operation or operational; 'left the oven on'; 'the switch is in the on position' planned or scheduled; 'the picnic is on, rain or shine'; 'we have nothing on for Friday night' indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?' in a state required for something to function or be effective; 'turn the lights on'; 'get a load on'.
- With a forward motion; 'we drove along admiring the view'; 'the horse trotted along at a steady pace'; 'the circus traveled on to the next city'; 'move along'; 'march on'.
- Indicates continuity or persistence or concentration; 'his spirit lives on'; 'shall I read on?'.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
camecame alivecame along for the ridecame apartcame as a total surprisecame back empty handedcame back to himcame between friendscame crawlingcame forwardcamcam adam sendromucam advance screwcam anglecam bagetdowndown and outdown and out wit fludown arazıdown arrowdown arrow icondown arrow keydown at heeldown at heelsdown at the heeldowDow işlemidow jones averagedow jones dizinidow jones endeksi