cılıgan ne demek?
- Oyunbozan.
- Mızıkçı.
cılız
- Çok zayıf ve güçsüz, eneze, nahif
- Güçsüz, sönük (ışık).
- Basit, değersiz, önemsiz
- Skinny.
- Puny.
- Weak.
- Of poor physique.
- Fatless.
- Feeble.
- Rickety.
cılız ana ışık
- Ana ışığın, dar bir alanı aydınlatacak biçimdeki durumu. (Bu durumda görünçlüğün büyük bir bölümü karanlık ya da yarı aydınlık görünüş alır).
- Low key (lighting).
- Éclairage faible sur le plan principal