bulaşık çözelti ne demek?
- Katışkıları ya da yabancı özdekleri, içinde bulunduran çözelti.
- Contaminated solution.
bulaşık
- Yiyecek veya içecekle kirletilmiş mutfak eşyası veya kap kacak
- İz, etki, kalıntı
- Bulaşmış olan.
- Düzensiz, karışık
- Yapışkan, sulu.
- Yabancı ve istenmiyen özdekleri, içinde ya da yüzeyinde bulunduran.
- Contaminated.
- Dishes.
- Dirty dishes.
- Contaminé
bulaşık adam
- Yolsuz, uygunsuz işler yapan, sataşma alışkanlığı olan kimse.
çözelti
- Çözünme sonucu ortaya çıkan madde, solüsyon.
- Bir ya da daha çok sıvı ya da katının tekdüze dağılmış özdeciklerini içeren bir sıvı ya da katı ortamdan oluşan karışım, anlamdaş eriyik.
- Bir ya da daha çok sıvı ya da katının tekdüze dağılmış özdeciklerini içeren bir sıvı ya da katı ortamdan oluşan karışım, anlamdaş eriyik.
- İçinde birden artık kimyasal tur bulunan tektürel evre.
- İlaçların su, alkol, yağ ve diğer çözücülerde çözdürülmesiyle hazırlanan ilaç biçimi, solüsyon.
- Bir maddenin, çözücü sıvı içinde çözünmesiyle oluşan homojen karışım, eriyik, solusyon, solüsyon.
- Solution.
- Liquor.
- Lösung
- Solution
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bulaşıkbulaşık adambulaşık bezibulaşık bir ayak hastalığım var.bulaşık denizbulaşık deterjanıbulaşık eldivenibulaşık gemibulaşık işbulaşık kabıbulaşıcıbulaşıcı agalaksibulaşıcı bir hastalığım var.bulaşıcı bodurluk sendomubulaşıcı burun akıntısıçözeltiçözelti kısmıçözeltinin ayarlanmasıçözeltiyle temizlemeçözeliçözeçözekçözçöz yağıçözdürmeçözdürme kitiçözdürmek