breakage ne demek?
- Kırılma
- Kırık parça
- Kırma
- Kırılan şeylerin tutarı
kırılma
- Kırılmak işi.
- Yürürken salınma, nazlı yürüyüş.
- Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışının doğrultusunu değiştirmesi.
- Işının, yoğunlukları değişik iki ortamın birinden ötekine geçerken doğrultusunu değiştirmesi olgusu.
- Bir ışının, saydam bir ortamdan öbürüne eğik olarak geçerken doğrultusunun değişmesi.
- Belirli bir ışınımın, optik bakımdan bağdaşık olmayan bir ortamda yayılma hızı değişimleriyle ya da bir ortamdan başka bir ortama geçmeyle yayılma doğrultusunu değiştirmesi.
- Işık demetinin yönünün, içine girdiği ortam tarafından değiştirilmesi.
- R.
- Refracting.
- Refractive.
breakable
- Bozulabilir
- Ehlileşir
- Kırılır, kırılabilir
- Sürülebilir (toprak)
breakableness
- Kırılabilirlik, kolayca kırılabilir olma durumu