kırılma ne demek?
- Kırılmak işi.
- Yürürken salınma, nazlı yürüyüş.
- Saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçen bir ışının doğrultusunu değiştirmesi.
- Işının, yoğunlukları değişik iki ortamın birinden ötekine geçerken doğrultusunu değiştirmesi olgusu.
- Bir ışının, saydam bir ortamdan öbürüne eğik olarak geçerken doğrultusunun değişmesi.
- Belirli bir ışınımın, optik bakımdan bağdaşık olmayan bir ortamda yayılma hızı değişimleriyle ya da bir ortamdan başka bir ortama geçmeyle yayılma doğrultusunu değiştirmesi.
- Işık demetinin yönünün, içine girdiği ortam tarafından değiştirilmesi.
- R.
- Refracting.
- Refractive.
- Breaking.
- Breakage.
- Break.
- Fracture.
- Offence.
- Offense.
- Refraction.
- Rupture.
- Smash.
- Split.
- Clip.
- Hurt.
- Coquettish gestures.
- Displeasure.
- Pinch.
- Refraktion, Brechung
- Brechung (Refraktion)
- Réfraction
- R
kırılmak
- Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak.
- Bükülerek kat yeri oluşturmak.
- Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek.
- Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek.
- Kırgınlık duymak
- Soğuk, rüzgâr vb. eski gücü kalmamak, azalmak, yatışmak.
- Cesaret, umut, onur azalmak, yok olmak
- Ağaç, dal üzerinde meyve, çiçek, yaprak çok olmak.
- Be offended.
- Be broken.
kırılma açısı
- Angle of refraction.
kırılma artifaktı
- Ultrasonografide, sesin farklı dokulardan farklı hızlarda geçerken oluşan ses kırılmasının görüntü bozulmasına yol açması. Özellikle kistik oluşumların