boy bos yerinde ne demek?
- Uzun ve biçimli.
uzun
- İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı.
- Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren
- Ayrıntılı, derinlemesine
- Long.
- Tall.
- Lengthy.
- Extended.
- Prolonged.
- Maxi.
- Far-off.
boy
- Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık
- Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, en, genişlik karşıtı.
- Uzunluk.
- Yol, ırmak, deniz kıyısı
- Kumaş için ölçü.
- Uzaklık
- Destan
- Ortak bir atadan türediklerine inanılan toplumsal ve ekonomik ilişkilerinde anaerkil, ataerkil anlayışı uygulayan geleneksel topluluk, kabile, klan
- Bir televizyon almacının, görüntülüğünün köşegen uzunluğuyla belirtilen büyüklüğü. (Bugüne değin ölçün bir televizyonboyu belirlenmemiştir. Çeşitli ülkelerde, genellikle en küçükten en büyüğe doğru sıralanan başlıcaboylar (köşegen uzunlukları) şöyledir: 7,5 cm, 13 cm, 28 cm, 32 cm, 36 cm, 41 cm, 43 cm, 44 cm, 48 cm, 51 cm, 59 cm, 61 cm, 63 cm, 65 cm. Buboylar, genellikle, cep televizyonu, el televizyonu, taşınabilir televizyon, salon televizyonu olarak kümelendirilir. En çok kullanılanboylar 44 cm, 51 cm, 59 cm, 61 cm'dir).
- Herhangi bir filmin, iki kenarı arasında kalan uzunlukla yani eniyle belirtilen büyüklüğü. (Belli başlı filmboyları şunlardır: 8 mm, büyük 8, 9,5 mm, 16 mm, 35 mm, 70 mm. Film alıcı ve göstericileri de buboylara göre belirlenir). TV
boy abdesti
- İslam dininin gerekli gördüğü durumlarda ve biçimde yıkanıp abdest alma, gusül.
- Ablution.
BOS
- Beyin omurilik sıvısı
- Beyin omurilik sıvısı.
- Cerebrospinal fluid.
yerinde
- İyi, yeterli
- Zamanı, yeri uygun düşerek, gerektiği biçimde.
- Durumunda
- Answerable.
- Applicable.
- Apposite.
- Appropriate.
- Apropos.
- Becoming.
- Befitting.