bounded set ne demek?
- Sınırlı küme
sınırlı
- Sınırı olan, bir sınırla ayrılmış olan, hudutlu.
- Sınırlanmış, belirlenmiş, belirli
- Az miktarda
- Terimleri sayısı verilen bir N sayışımdan küçük olan bir kümenin bu niteliği.
- Terimleri sayısı verilen bir N sayışımdan küçük olan bir kümenin bu niteliği.
- Limited.
- Restricted.
- Determinate.
- Contracted.
- Finite.
bounded above
- Üstten sınırlı
bounded below
- Alttan sınırlı
set
- (Mimarlık) Çevresi duvarlı, üstü düz, yerden yüksek yer. a. bk. balkon.
- Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar.
- Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük.
- Kurmak
- Takım
- Belirlenmiş.
- Koymak; yerleştirmek, takmak, hazırlamak; düzenlemek; ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak; yapmak; kararlaştırmak; dizmek; dikmek, ekmek; şekil vermek; kuluçkaya yatırmak; kakma işi yapmak (taş); süslemek; yazmak, çizmek
- Oturtmak.
- Tiyatro dekor, stüdyo düzlüğü
- Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bounded abovebounded belowbounded bybounded functionbounded growthboundedbounded input bounded output systembounded warehouseboundbound bailiffbound bybound by a restrictionbound by an oathbouncebounce passbounce ratebounce upbouncedsetset a broken boneset a clockset a good exampleset a high standardset a high value onset a legal precedentset a limitset a match toset a person on his feetsese constituer prisonnierse defendendose desimalse perdre