borakan ne demek?
- Kanı kaynayan.
- Bora-kan.
kanı
- İnanç, düşünce, kanaat
- Kanâat.
- Opinion.
- Belief.
- Idea.
- Conclusion.
- Deliverance.
- Esteem.
- Estimation.
- Fancy.
borak
- Yumuşak, merhametli.
- Taşlık, işlenmemiş, sert toprak, ekilmemiş tarla.
- Kanuni Sultan Süleyman'a elçi gönderen Semerkant'daki Özbek hanı.
- Yağmurdan sonra toprağın üstünde oluşan tuzlu beyaz katman.
- Çorak yer, tarıma elverişsiz toprak.
- Kurban.
- Alçı taşı.
- Mockery, derision, scorn, ridicule.
- Boz renk.
borakhan
- Borak-han.