boşluk ne demek?

  1. Oyuk, çukur, kapanmamış yer.
  2. Kesinti, kopukluk.
  3. Boş geçen süre.
  4. Eksiklik, yoksunluk duygusu

    Nevin, içinde ucu bucağı kayıp bir boşluk duydu.

    S. F. Abasıyanık
  5. Yetersizlik

    O günden bugüne olanları hatırladıkça insan ister istemez bu türlü çabaların hiçliğini, boşluğunu düşünmek zorunda kalıyor.

    R. H. Karay
  6. İçinde hiçbir cisim bulunmayan, vakum.
  7. Bk. gedik
  8. Özdekten arınmış kapalı oylum.
  9. İçinde molekül ya da atom bulunmayan uzay; uygulamada, içindeki hava ya da gazı tümüyle boşaltılmış, son kertede alçak basınç bulunan uzay. (Bir radyo ışıtacında, eksiucun yaydığı elektronların, havanın ya da gazın atomlarıyla çarpışarak engellenmemesi için, bu ışıtaçta böyle birboşluk yaratılması gerekir).
  10. (I) Birbirine geçen parçaların ya da dişlilerin uymaması durumunda, arada oluşan açıklık.
  11. (en)Space.
  12. (en)Hole.
  13. (en)Blank.
  14. (en)Cavity.
  15. (en)Vacuum.
  16. (en)Slackness.
  17. (en)Emptiness.
  18. (en)Nothingness.
  19. (en)Blankness.
  20. (en)Abysm.
  21. (en)Abyss.
  22. (en)Chamber.
  23. (en)Chasm.
  24. (en)Clear.
  25. (en)Clearance.
  26. (en)Daylight.
  27. (en)Desideratum.
  28. (en)Gulf.
  29. (en)Hiatus.
  30. (en)Hollow.
  31. (en)Hollowness.
  32. (en)Idleness.
  33. (en)Inanition.
  34. (en)Lacuna.
  35. (en)Nullity.
  36. (en)Separation.
  37. (en)Sinus.
  38. (en)Aperture.
  39. (en)Interim.
  40. (en)Opening.
  41. (en)Vacancy.
  42. (en)Void.
  43. (en)Room.
  44. (en)Expanse.
  45. (en)Margin.
  46. (en)Unemployment.
  47. (en)Windage.
  48. (en)Looseness.
  49. (en)Float.
  50. (en)Interstice.
  51. (en)Interval.
  52. (en)Dead space.
  53. (en)Cavitation.
  54. (en)Weightlessness.
  55. (en)Shack.
  56. (en)Backlash.
  57. (en)Vanity.
  58. (en)Suction.
  59. (en)Displacemen.
  60. (en)Blacklash, play.
  61. (en)Gap.
  62. (al)Leerer Raum, Vakuum
  63. (al)Spiel, Totergang
  64. (al)Vakuum
  65. (fr)Vide
  66. (fr)Jeu

gedik

  1. Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne.
  2. Dağ geçidi.
  3. Boşluk, eksiklik
  4. Güçlük, güç durum.
  5. Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer.
  6. Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz.
  7. Eksik dişli.
  8. (gap) Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık
  9. Osmanlı İmparatorluğunda 1
  10. Yüzyılın başlarında İstanbul'da mal ve hizmet gereksinimlerinin karşılanmasında oluşan istem-sunum dengesizliğini gidermek amacıyla belirli bir zenaat ya da ticareti yapabilmek için devletçe verilen ayrıcalık ve bu ayrıcalık karşılığında alınan bir tür vergi.

boşluk açısı

  1. (en)Clearance angle.

boşluk bırakmak

  1. (en)Space, space out, leave a blank, interspace.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

boşluk açısıboşluk bırakmakboşluk çubuğuboşluk damıtmasıboşluk derinliğiboşluk düzeyiboşluk ekleboşluk içi ışın tedavisiboşluk içindeboşluk imiboşluğa bakmakboşluğa dalıp bakmakboşluğa yerleştirmekboşluğu dolduranboşluğu doldurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın