blaze ne demek?
- Büyük alev, ateş
- Parlaklık, aydınlık
- Alevlenme
- Atın alnındaki beyaz işaret, akıtma
- Yolun kolayca bulunması için ağaçların gövdelerine kazılan işaret
- Çoğ, (argo) cehennem
- Alevlendirmek
- Saçmak (ışık)
- Ilân etmek
- Ağaçların gövdesine işaret koymak suretiyle yol göstermek.blaze away ateş etmeye devam etmek
- Herhangi bir işi hararetle devam ettirmek
- Alev alev yanmak; parlamak, ışımak; yıldızı parlamak; tutuşmak; ağaçlara işaret koymak
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
- Large.
- Wide.
blaze a trail
- Çığır açmak
- Öncülük etmek
- Bir ilke imza atmak
blaze abroad
- Ilan etmek