bindirmek ne demek?

  1. Bir kimseyi bir şeyin üzerine çıkartmak, oturtmak veya içine yerleştirmek, binmesini sağlamak

    Kadınlar çocuklarını bayram yerinde bir salıncağa, bir atlıkarıncaya bindirmişlerdi.

    O. C. Kaygılı
  2. Taşıt, ön tarafından başka bir taşıta çarpmak veya bir yere vurmak.
  3. Eklemek, katmak.
  4. (en)To cause to mount.
  5. (en)To help to get on.
  6. (en)To add on.
  7. (en)To overlap.
  8. (en)To superpose.
  9. (en)To run into.
  10. (en)To bump into.
  11. (en)To ram.
  12. (en)To see sb abroad.
  13. (en)To put sb on.
  14. (en)To collide with.
  15. (en)Clash.
  16. (en)Get on / onto.
  17. (en)Get up.

bindirme

  1. Birbiri üzerine gelerek eklenen levha, kiremit, ahşap parçalarının durumu.
  2. Çıkarma harekâtına katılacak birliklerin, çıkarma yerine gitmek için kendilerine ayrılan deniz araçlarına binmeleri.
  3. Bindirmek işi.
  4. Aynı sonucun, ayrı alıcılardan gelen resimlerin aynı anda verilmesiyle televizyonda sağlanması.
  5. Özel bir görsel etki sağlamak amacıyla aynı duyarkatın iki ayrı çevirimde kullanılması ya da iki ayrı çevirimin birbiri üstüne konarak aynı film üzerine basılması; bu durumda iki ayrı görüntü birbiri üstüne binmiş olarak ortaya çıkar. TV
  6. (en)Imbrication.
  7. (en)Overlap.
  8. (en)Joint.
  9. (en)Corbel.
  10. (en)Embarkation.

bindirme düzlemi

  1. Üzerinde, bindirilmiş bir tomruğun sürüklendiği yüzey.
  2. (en)Overthrust plane.
  3. (al)Überschiebungsflöche Schubflöche
  4. (fr)Surface de chevauchement, surface de charriage

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bindirmebindirme düzlemibindirme kaplamabindirme kaplamalıbindirme kaynakbindirbindirgeçbindiricibindirilmebindirilmekbindibindiği dalı kesmekbindingbinding agentbinding agreement
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın