biletli ne demek?
- Yüksek, uzak veya geçilmesi güç bir yerin öte yanına geçmek
İki gündür sarp dağ yollarından aşıyoruz.
F. R. Atay - Süre geçmek, bitmek, sona ermek
Üstelik çekingenliğin de kaybolmuş, hatta sokulganlığı aşarak girişkenlik derecesini bulmuştu.
T. Buğra - Erkek hayvan dişisiyle çiftleşmek.
- Görünmeden kaçmak.
- Bileti olan.
- Bilet kullanılan.
bilet
- Para ile alınan ve konser, sinema, tiyatro vb. eğlence yerlerine girme, ulaşım araçlarına binme veya bir talih oyununa katılma imkânını veren belge
- Temsillere giriş için önceden gişeden satın alınan ve kapıdaki denetçinin denetlediği kâğıt. Kayrabileti eleştirmecilere, dostlara, yazara, sahne yönetmenine, parasız ya da yalnız vergisi ödetilerek verilenbilet.
- Girimlik karşılığı alınarak belirli bir gösterimi belirli bir saatte belirli bir yerden izleme olanağı sağlayan, ayrıca ilgililerin izleyici sayısı ve gelir durumunu saptamalarına yarayan basılı belge.
- Tiàket, admission ticket.
- Ticket.
- Eintrittskarte
bilet acentesi
- Ticket agent