beklenmedik durum planı ne demek?
- Contingency measure
contingency
- Beklenmedik durum
- Tesadüfi olay
- Meydana gelme olasılığı
- İhtimal, olasılık
- Tesadüf
- Beklenmedik olay
beklenmedik durum
- Happenstance.
beklenmedik
- Birdenbire, ansızın olan.
- Unexpected.
- Sudden.
- Unimagined.
- Surprise.
- Abrupt.
- Adventitious.
- Heaven-sent.
- Improbable.
- Snap.
durum
- Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon
- Duruş biçimi, konum.
- Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri.
- İsim soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl.
- Bkz. hal.
- Bir ayaktopu kümesinde takımların aldıkları sonuçlara göre kazandıkları değerler. Uluslararası kurallara göre kazanan takım iki, yenişemeyen takımlar birer değer alırlar. Yenik takımlar ise değer alamazlar.
- State.
- Wheat with hard dark-colored kernels high in gluten and used for bread and pasta; grown especially in southern Russia, North Africa, and northern central North America.
- Condition.
- Situation.
planı
- Bk. yer tasarı
Türetilmiş Kelimeler (bis)
beklenmedik durumbeklenmedikbeklenmedik başarıbeklenmedik biçimde yetişen yardımcı güçbeklenmedik bir andabeklenmedik bir çıkış yapan kimsebeklenmedik bir şekildebeklenmedik engelbeklenmedik karşılaşmabeklenmedik kazançbeklenmedurumdurum açısıdurum almakdurum analizidurum baladıdurum basıncıdurum baytidurum betimidurum bilgisini gösterdurum bitiduruduru açınıkduru denklemiduru sesdurualp