bedbaht etmek ne demek?
- Üzmek
Beni böyle olmayacak hayallere düşürerek büsbütün bedbaht etmeyiniz.
R. N. Güntekin
üzmek
- Üzüntü vermek
- Bir şeyi gerip çekerek gevşetmek, sürterek aşındırmak
- Lead smb.
- Dance.
- Affect.
- Afflict.
- Aggrieve.
- Agitate.
- Break up.
- Cast down.
bedbaht olmak
- Üzülmek
bedbaht
- Mutsuz, bahtsız, talihsiz
- Bahtsız, talihsiz, bahtı kara.
- Meyus.
- Unfortunate.
- Unhappy.
- Unlucky.
- Miserable.
- Elend.
- Unglücklich.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.