basiretli ne demek?
- Gerçeği görebilen, uzağı görebilen, basireti olan, sağgörülü.
Prudent.
Circumspect.
Cautious.
Politic.
Provident.
Prudential.
Sagacious.
Forethoughtful.
basiretlilik
- Basiretli olma durumu.
basiret
- Gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği, doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, sağgörü, vizyon.
- Bk. seçerlik
- Uzağı görme, seziş, sezgi, uyanıklık; anlayış, kavrayış.
- Göz açıklığı, inceden inceye etraflı derin görüş.
- Dikkat, tedbir, ihtiyatlı hareket.
- Siper, kalkan.
- Hakikatı kalbiyle hissedip anlama.
Perception.
Foresight.
Clairvoyance.