basamak basamak ne demek?
- Yavaş yavaş
Ağzında taşıdığı bıçakla hevenkleri keser ve öylece basamak basamak aşağıya iner.
R. H. Karay - Derece derece
Çocuğun bitmeyen dertleriyle haşır neşir, adım adım, basamak basamak onunla birlikte bir yaşam savaşı verir.
H. Taner - Zarf.
yavaş
- Dikkat et, acele etme!
- Hızlı olmayan, çabuk karşıtı.
- Yumuşak huylu, yumuşak başlı.
- Alçak, hafif.
- Alçak, hafif bir biçimde
- Hızlı olmayarak.
- Ağırbaşlı; yumuşak huylu, sakin.
- Şefkatli, sevecen.
- Slow.
- Gingerly.
basamak beş
- Digit five
basamak bir
- Digit one
basamak
- Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri
- Derece, aşama, kerte, evre.
- Bir amaca ulaşmak için yararlanılan kişi, durum veya yer
- Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru rakamlarının derecelerine göre her birinin bulunduğu yer, hane.
- Bir tam denklemde bulunan bilinmeyenin en yüksek kuvveti.
- Bir sayının 10'un tümsayılı üstleri olarak büyüklük düzeyi.
- Bir işlevin kaç kez türevinin alındığını gösteren sayı; bir türevli denklemin en yüksek türevli terimi.
- Kimi binitlerin iki yanında bulunan, ayak basılacak biçimde uzun, yatay düzlem.
- Digit.
- Running board.