basamak ne demek?
- Bir yere çıkarken veya bir yerden inerken basılan ve art arda gelen, birbirine belirli aralıkları olan düz yüzeylerden her biri
Koşarak basamaklara yürüdü, merdivenleri bir solukta çıktı.
P. Safa - Derece, aşama, kerte, evre.
- Bir amaca ulaşmak için yararlanılan kişi, durum veya yer
Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak.
H. E. Adıvar - Ondalık sayı sisteminde bir sayının sağdan sola doğru rakamlarının derecelerine göre her birinin bulunduğu yer, hane.
- Bir tam denklemde bulunan bilinmeyenin en yüksek kuvveti.
- Bir sayının 10'un tümsayılı üstleri olarak büyüklük düzeyi.
- Bir işlevin kaç kez türevinin alındığını gösteren sayı; bir türevli denklemin en yüksek türevli terimi.
- Kimi binitlerin iki yanında bulunan, ayak basılacak biçimde uzun, yatay düzlem.
- Digit.
- Running board.
- Stair.
- Step.
- Order.
- Echelon.
- Footstep.
- Grade.
- Ladder.
- Pitch.
- Place.
- Rung.
- Scale.
- Tread.
- Tread board.
- Foothold.
- Round.
- Footboard.
- Ordnung
- Trittbrett
- Marchepied
- Ordre
basamak altı
- Digit six
basamak aynası
- Merdiven ayaklarının yüksekliğini teşkil eden ve aynı zamanda basamak yüzeyine dikey ve düşey olan kısım. (İnşaatçılık)
- Rise (of stairs)