bağlantılı ilk özdek ve gereçler ne demek?
- Bir yapım, bir işlem ya da bir işlemin bir parçası.
- Bir tümdeğer merkezi, bir değişken ya da satış alanıyle aralarında kolayca bağlantı kurulabilen ilk özdek ve gereçler.
- Raw materilas.
- Matières et matériels premières directes
bağlantılı
- Aralarında bağlantı bulunan, irtibatlı, rabıtalı.
- Her biri bağımsız birer suç olmakla birlikte bir kimsenin birkaç suçtan sanık olması durumunda sanık aracılığı ile suçlar arasında ortaya çıkan ilgi, birkaç kimsenin tek bir suçtan sanık olmaları durumunda suç işleyenler arasında oluşan bağlantı.
- Related.
- Engaged.
- Interconnected.
- Coordinated.
- Aligned.
- Engage.
- Connected.
- Close.
bağlantılı alış
- Birbirlerinden tamamen farklı olmalarına karşın birlikte kullanıldıkları için, bir malı alırken öteki malın da aynı veya farklı bir satıcıdan zorunlu olarak satın alınması. krş. bağlantılı satış
- Tie-in purchase.
ilk
- Zaman, sıra, yer ve önem bakımından ötekilerden önce gelen, son karşıtı
- Herhangi bir şeyin en önde olanı, önce geleni
- Birinci olarak, en başta.
- Kind of person; 'I don't like people of his ilk'.
- First.
- Primary.
- The very first.
- Original.
- Beginning.
- Early.
özdek
- Duyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan nesne, madde.
- Kullanılmaya, harcamaya uygun, taşınması kolay eşya, ayniyat.
- İş yerlerinde eşya ve malzeme işleriyle ilgilenen bölüm, ayniyat.
- İnsanın çalışmasıyla bir amaç uğruna biçim verdiği veya yararlandığı doğal cisimler, nesneler.
- Uzayda yer tutan, bir kütlesi olan her tür varlık.
- (Yalın anlamiyle) İnsanın çalışmasıyle bir erek uğruna biçim verdiği ya da yararlandığı doğal cisimler, nesneler. (Felsefede) 1- Temel özelliği yer kaplama olan varlık (Descartes). 2-(Tin, ruh ve düşünün karşıtı olarak) Duyularla algılanan cisimleri kuran töz; cisimsel olanın parçalanmaz bozulmaz tözü. 3- (Aristoteles felsefesinin özel kavramı olarak) Ancak bilim yoluyle gerçeklik kazanacak olan, henüz belirsiz olanak durumundaki şey: a. İlközdek (hyle proteprima materia) saltözdek, bütün şeylerin temelde bulunanı (hypokeimenon-substratum), kendiliğinden var olmayan, ancak biçimle etkinleşen gerçeklik, b. Sonözdek (hyle eskhate) ya da ikinciözdek (materia secunda): Biçim almışözdek.
- Matter.
- Staff
- Matière
- Materia, materies
Türetilmiş Kelimeler (bis)
bağlantılıbağlantılı alışbağlantılı devrebağlantılı dizinlemebağlantılı ekbağlantılı giderlerbağlantılı işçilikbağlantılı kabinlerbağlantılı mallarbağlantılı manifoldbağlantılarbağlantıları ızlebağlantıları kesbağlantıbağlantı adıbağlantı ayarlarıbağlantı aygıtıbağlantı bilgisiilkilk adımilk adımı atmakilk ağızilk ağızdailk anilk aşama birimleriilk bağırsak boşluğuilk bağırsak çatısıilk bahsedilenilil halkıil ilköğretim kuruluil jandarmasıil özel idareleri