bünye ne demek?
- Yapı
Çok kuvvetli bir bünyeye sahipsiniz, nadir rastladığım vücutlardan.
R. H. Karay - Yapılış, kuruluş
İlk bakışta fertlerin toplum bünyesi içinde çizdiği belirli çizgiler bunlardır.
Ç. Altan - Bk. yapı
- Hayvanların morfolojik yapısı ve fizyolojik işlevlerinin karşılıklı ve uyumlu olması sonucu vücudun çevre etkilerine gösterdiği direnç ve uyum yeteneği, konstitüsyo, konstitüsyon.
- Bk. dışyapı
- Bk. içyapı
- Bir şeyin vücut yapısı. Vücut, beden. Fıtrat.
- Constitution.
- Structure.
- Physique.
- Organization.
- Contexture.
- Fabric.
- Habit of body.
- Quality.
- Texture.
- Bodily constitution.
yapı
- Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat.
- Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina.
- Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme.
- Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür
- Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür.
- Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün.
- Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.
- Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.
- Making.
- Texture.
yapı
- Yapılmakta olan konut, yol, köprü vb. inşaat.
- Barınmak veya başka amaçlarla kullanılmak için yapılmış her türlü mimarlık eseri, bina.
- Yapma, oluşturma, ortaya konulma, meydana getirme.
- Canlı bir varlığın ruh veya beden özelliklerinin tümü, bünye, strüktür
- Bütünün bir araya getirilişinde uyulan dizge, strüktür.
- Ögeleriyle somut bağımlılığı olan bütün.
- Parçaları ve ögeleri arasında yasaya uygunluk, durağan bağlar ve karşılıklı ilişkiler bulunan dizge veya bütün, strüktür.
- Kayaçların ve onların oluşturdukları katmanlarında yerkabuğu içindeki düzeni, durumu.
- Making.
- Texture.
bünye denklemi
- Denklem.
- Constitutive relation, constitutive law.
bünye sathı
- Bk. yapısal yüz