azalmak ne demek?
- Eskisinden az bir duruma gelmek, eksilmek.
İki takım arasındaki puan farkı azaldı.
- Az denecek bir miktara inmek.
Bakımsızlıklarla göçüp gitmiş bir cihan / Mevsimler soğumuş, sular azalmış.
Fazıl Hüsnü Dağlarca - Etkisini yitirmek, hızı kesilmek, hafiflemek.
- Daha az, daha küçük miktara düşmek.
- Seyrekleşmek, kıtlaşmak.
- Sayısı eksilmek.
- Şiddetini, gücünü kaybetmek.
- Zayıflamak.
- Let up.
- To run low.
- Taper.
- Decrease.
- Diminish.
- Lessen.
- Be reduced.
- Scale down.
- Shorten.
- Drop off.
- Abate.
- De-escalate.
- Decay.
- Decline.
- Dive.
- Dwindle.
- Ease off.
- Fall away.
- Fall off.
- Run short of.
- Run short of smth.
- Shrink.
- Sink.
- Tail.
- Wane.
- Be on the wane.
- Wear away.
- Fall.
- Lower.
- Moderate.
- Slump.
- To become less.
- To lessen.
- To diminish.
- To decrease.
- To decline.
- To fall.
- To dwindle.
- To drop off.
- To lower.
- To let up.
- To abate.
- To be reduced.
- To be decreased.
- De escalate.
- To be on the fall.
- Fine down.
azalmakta
- On the wane.
azalma
- Azalmak işi, eksilme, tenakus.
- Az olma.
- Reduction.
- Decrease.
- Abatement.
- Reduce.
- Drop.
- Alleviation.
- Attenuation.
- Decline.