aydınlatma ne demek?
- Aydınlatmak işi.
- Sahnelerin ışıklandırılması işi.
- Alıcının önünde yer alan konunun ya da görünçlüğün ışıklandırılması.
- Nesneler ve çevrelerinin görülebilmesi amacıyle ışık uygulanması.
- Aydınlatma.
- Bir nesne üzerine gönderilen ışık miktarı, I=F/S; I: aydınlatma şiddeti F: manyetik alan gücü S: yüzey alanı.
- Muayene amacıyla bir organın, nesnenin veya boşluğun ışıklandırılması.
Lighting.
Enlightenment.
Clarification.
Edification.
Elucidation.
Irradiation.
Stage lighting.
Clearing.
Lightening.
Illumination.
Beleuchtung, Ausleuchtung, Beleuchtungswesen
ßeleuchtung
Éclairage
aydınlatmak
- Karanlığı giderip görünür duruma getirmek
- Bir sorun üzerine bilgi vermek.
Let daylight into smth.
Illuminate.
Light up.
Brighten.
Set light to.
Lighten.
Dissolve.
Clear.
aydınlatma alanı
- Işıklama çalışmalarında genellikle altı bölüme ayrılan sahnenin ışıldaklar ve dizi ışıklarla aydınlatıldığı alan.
Lighting areas.
Zone d'éclairage
aydınlatma aracı
- Bkz. ışıklık.