ayırmak ne demek?
- Bölmek.
- Bir bütünden bir parçayı herhangi bir amaçla bir tarafa koymak, saklamak.
- Bir yeri bir engelle bölmek.
- Birbirinden uzaklaştırmak.
- Nitelik değişikliğini anlamak, fark etmek.
- Seçmek
Günün fıkralarından bu kitaba ayırdıklarım pek azdır.
F. R. Atay - İki veya daha çok kimse arasındaki anlaşmayı, uzlaşmayı bozmak.
- Farklı davranmak, fark gözetmek.
- Separate.
- Set apart.
- Keep apart.
- Assort.
- Divorce.
- Isolate.
- Sort.
- Split.
- Sever.
- Abstract.
- Allocate.
- Allot.
- Allow.
- Appropriate.
- Book.
- Choose.
- Classify.
- Comb.
- Comb out.
- Contradistinguish.
- Cut off.
- Cut out.
- Demarcate.
- Detach.
- Devote.
- Disband.
- Discard.
- Assign.
- Differentiate.
- Disconnect.
- Disengage.
- Dissociate.
- Distinguish.
- Divide.
- Except.
- Grade.
- Insulate.
- Part.
- Rend.
- Reserve.
- Save.
- Segregate.
- Spare.
- Thin.
- Detache.
- To set apart.
- To part.
- To separate.
- To sever from.
- To pitch.
- To choose.
- To select.
- To distinguish from.
- To discriminate between.
- To divide.
- To divide sth into so many parts.
- To save.
- To reserve for.
- To book.
ayırma
- Ayırmak işi
- Kurguya başlarken bir film kangalındaki değişik çekimleri birbirinden ayırarak sıralama.
- Ayrı evre ya da yoğunluktaki biribirine karışmayan özdekleri çeşitli yöntemlerle ayrı ayrı elde etme işlemi.
- Allocation.
- Assignment.
- Demarcation.
- Detachment.
- Separation.
- Allotment.
- Separating.
ayırma birim boyu
- Allocation unit size.