artuk ne demek?
- Artan, kalan, üstün.
- Selçuklu emiri.
- Bk. Artık.
artık
- İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan.
- Daha çok, daha fazla.
- Bundan böyle, sonra, daha, yeter
- Kalan veya artan bölüm.
- Bir şey harcandıktan sonra artan bölümü.
- Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli.
- Ziyade, çok üstün.
- Vekarlı.
- Belirli bir işlem sonucunda geriye kalan, artan.
- Erdemli, nitelikli, üstün.
artukmaç
- Birçok şey arasında en değerli olan.
- En alımlı, en değerli, en kıymetli.
artuç
- Ucu sivri bir demirle donanmış, uzunca çubuk şeklinde, mızrak türünden eski bir silah.
- ucu sivri demirle donanmış mızrak
Lance.