armanın en üst kısmı ne demek?
Chief.
armanı
- Müteessif, kederli, üzüntülü. Pişman, nadim. (Osmanlıca'da yazılışı: armanî)
arman
- Teessüf, pişmanlık.
- Dürüst, doğru, güvenilir kimse.
- Zahmet, sıkıntı.
- Haysiyetli insan.
- Arzu, emel, heves.
- Uzak, ötede.
- İstek.
- Onurlu.
- Maksat.
- Özlem.
en
- Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik, boy, uzunluk karşıtı.
- Hayvanlara veya eşyaya vurulan damga, işaret.
- Başına geldiği sıfatların üstün derecede olduğunu gösteren kelime
- Bir filmin iki kenar arasında kalan, filmlerin çeşitlerine göre değişen ve filmlerin boylarını belirleyen uzunluğu.
- Erime noktasının kısaltılmış şekli.
- Hlk. Hayvanların kulaklarına vurulan damga.
- Bk. genişlik
This must not be confused with -en corresponding in Old English to the AS.
Infinitive ending -an.
See Em.
üst
- Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı
- Bir şeyin görülen yanı, yüzü
- Bir şeyin dış yüzü, yüzey
- Giyecek, giysi.
- Birine göre yüksek aşamada olan kimse, mafevk.
- Vücut, beden.
- Artan, geriye kalan bölüm
- İlgilenilen, üzerinde durulan konu.
- Bir niceliğin sağüst köşesine, kaçıncı kuvvete yükseltileceğini göstermek için yazılan sayı.
Exponent.