alev alev yanmak ne demek?
- Flame, blaze.
alev alev
- Aşırı bir biçimde tutuşmuş olan
- Vücut ısısı herhangi bir sebeple artmış bir biçimde ve bu sebeple tende kızarıklık oluşarak
- Aşırı biçimde tutuşmuş olarak.
- Ablaze, aflame, afire.
alev
- Aşk ateşi, sevda.
- Alımlı, cazibeli kadın.
- Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule.
- Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama.
- Sıcaklık
- Kıvılcım.
- Aşk ateşi.
- Hararet.
- Yanma olaylarında, yüksek sıcaklığa ısınmış katı taneciklerin ve moleküllerin yaydığı ışınlarla parlaklık kazanmış gaz karışımları akışı.
- Ateşten ve yanıcı cisimlerden çıkan parlak, çeşitli şekillere giren gazlardan meydana gelen şeffaf dil, yalım.
alev
- Aşk ateşi, sevda.
- Alımlı, cazibeli kadın.
- Yanan maddelerin veya gazların türlü biçimlerdeki ışıklı uzantısı, yalım, yalaz, alaz, şule.
- Mızrak uçlarına takılan küçük bayrak, flama.
- Sıcaklık
- Kıvılcım.
- Aşk ateşi.
- Hararet.
- Yanma olaylarında, yüksek sıcaklığa ısınmış katı taneciklerin ve moleküllerin yaydığı ışınlarla parlaklık kazanmış gaz karışımları akışı.
- Ateşten ve yanıcı cisimlerden çıkan parlak, çeşitli şekillere giren gazlardan meydana gelen şeffaf dil, yalım.
yanmak
- Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak
- Ateş durumuna geçmek, tutuşmak.
- Isı, ışık veren bir konuma geçmek
- Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek.
- Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak.
- Vücut veya nesnelerin ısısı artmak
- Parlamak, parıldamak
- Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek.
- Tan.
- Broil.