yanmak ne demek?
- Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak
Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir...
Anayasa - Ateş durumuna geçmek, tutuşmak.
- Isı, ışık veren bir konuma geçmek
Gece oldu ışıklar yandı, yatsı vakti geldi.
M. Ş. Esendal - Bütünü veya bir bölümü ateş veya sıcaklığın etkisi ile bozulmak, kömür durumuna geçmek.
- Isı etkisiyle vücudun bir yanı yara olmak, kızarmak veya rengi koyulaşmak.
- Vücut veya nesnelerin ısısı artmak
Ateşler içinde, günlerce titreyerek yanar.
Y. Z. Ortaç - Parlamak, parıldamak
Birkaç batarya top, kızgın güneş altında pırıl pırıl yanıyor.
F. R. Atay - Birtakım etmenlerin etkisiyle işe yaramaz duruma gelmek.
Tan.
Broil.
Burn.
Burn out.
Fire.
Fuse.
Fuze.
Glow.
Go on.
Be hot.
Inflame.
Kindle.
Light.
Light up.
Scorch.
Smart.
Sting.
Swelter.
Take.
Toast.
Blow.
Strike.
To burn.
Be consumed by fire.
Catch fire.
To be burned out.
To be scorched.
To be blighted.
To be painful.
Hurt.
To be very thirsty.
To be ruined.
Become invalid.
To be forfeited.
To be on fire.
To be alight.
To kindle.
To blaze.
To be on.
To blow.
To burn out.
To bake.
To get sunburnt/suntanned.
To have high temperature/fever.
To be done for.
To hurt.
To sting.
To sm.
To burn up.
To burn down.
To be burned / scorched / singed.
To get a burn or scald.
To get sunburned.
To get tanned by the sun.
To have a burning sen.
yanmakta
On fire.
yanma
- Bir cismin oksijenle birleşmesi sırasında ortaya çıkan olayların tümü.
- Yanmak işi
- Bir filmin herhangi bir nedenden alev alması.
- Enerji meydana getiren bir kimyasal olay ya da genel olarak bir kimyasal maddenin oksijenle birleşmesi ya da bir bileşik, atom ya da iyondan elektron kaybı. Oksidasyon.
- Bir yakıtın oksijenle kimyasal tepkime yaparak ısı açığa çıkarması olayı.
- --iişi--, ses ve ışık vererek ya da yayayarak oluşan, hızlı yükseltgenme tepkimesi.
- Otlarda kızışma.
Fermentation.
Inflammation (of film).
Swelter.