alışık ne demek?
- Herhangi bir duruma alışmış olan
Merdivenden gayet zarif ve alışık bir eda ile çıkmaya hazırlandığı belliydi.
R. H. Karay - Bir şeye yatkın olma durumu.
- Herhangi bir şeye alışmış olan.
- Alışmış, uyum sağlamış.
- Alışkın, idmanlı, şerbetli.
- Alışmış, adet etmiş.
- Kırmızı ışık.
- Used to.
- Accustomed.
- Familiar.
- Used.
- Accustomed to.
alışık olmak
- Alışkanlık durumuna gelmek
- Be used to doing.
alışık olmayan
- Unused to, unfamiliar.